NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
مَسْلَمَةَ
عَنْ مَالِكٍ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ
عَنْ ابْنِ
عُمَرَ أَنَّ
رَجُلًا ذَكَرَ
لِرَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَنَّهُ
يُخْدَعُ فِي الْبَيْعِ
فَقَالَ لَهُ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِذَا بَايَعْتَ
فَقُلْ لَا
خِلَابَةَ
فَكَانَ
الرَّجُلُ
إِذَا بَايَعَ
يَقُولُ لَا
خِلَابَةَ
İbn Ömer (r.a.)'den
rivayet edildiğine göre;
Bir adam, Hz. Nebi
(s.a.v.)'e alışverişlerde aldatıldığını söyledi. Bunun üzerine Nebiimiz
(s.a.v.) ona:
"Bir alışveriş
yaptığın zaman 'aldatma yok !' de"
buyurdu.
(Ondan sonra) bu adam
bir alışveriş yaptığı zaman, "aldatma yok" derdi.
İzah:
Buharî, buyu',
istikrad, husümât; Müslim, buyu'; Nesâî, buyu'; Tirmizî, buyu'
Buharî'nin,
Kitabu'l-İstikrâz'daki rivayeti aynen buradaki gibidir.Müslim'in rivayetinde
ise bu hadisin sonundaki "aldatma yok" sözü, "zarara
uğramak yok" şeklindedir.
Hz. Nebi (ş.a)'e gelip
alışverişlerde aldatıldığından şikayet eden şahıs, meşhur olan görüşe göre
Habbân b. Münkız'dır. Bir görüşe göre ise Habbân'm babası Münkiz b. Amr'dır. Bu
zât 130 yaşına basmıştı. Hz. Peygamberle bazı savaşlara katılmıştı. Bu
savaşlarda başından yaralanmış, aklî dengesini ve konuşma yeteğini kaybetmişti.
Ama temyiz kabiliyeti yerinde idi.
Bu zât, alışveriş
yaparken aldandığı gerekçesiyle Hz.Nebi (s.a.v.)'e başvurunca Efendimiz
(s.a.v.) kendisine; bir alışveriş yapacağı zaman "dinde aldatma yok"
demesini söyledi. O zat da ondan sonra Rasûlullah'm dediğini yaptı. Böylece
onunla alışveriş yapan müslüman, onun ticaretten anlamadığını, fiatlara vâkıf
olmadığını anlıyor ve onu kandırma cihetine gitmiyordu.
Beyhakî'nin rivayetinde
Hz. Nebi (s.a.v.)'in Habbân'a; "Sonra sen, satın aldığın her malda üç gün
muhayyersin" buyurduğu ilâve edilmiştir. Böylece onun; malı satın
alırken, "Kandırma yok" dediği takdirde üç gün muhayyer olduğunu,
isterse bu müddet zarfında yaptığı akidden dönebileceğini bildirmiştir.
Âlimler bu haberde
geçen hükmün sadece Habbân b. Münkız'a mı mahsus, yoksa herkes için geçerli mi
olduğu konusunda ihtilâf etmişlerdir:
Hanefî ve Şâfiîlere
göre; aldatılma, yapılan bir alışverişi bozma sebebi değildir. Aldatma az olsun
çok olsun hüküm aynıdır. Bunlara göre Habbân hâdisesi bir vakıadır, bir halin
hikâyesidir. İbnü'l-Arabî, bu hükmün sahibine mahsus olup başkasma geçmediğini
söyler.
İmam Mâlik'e göre; hadisteki
hüküm geneldir.. Ticaretten anlamayan herkes için aldatıldığı takdirde akdi
bozma muhayyerliği vardır. Ahmed b. Hanbel de; fiatları bilmeyen, ticaretten
anlamayan kişinin akit esnasında "kandırma yok" demesi halinde fahiş
bir biçimde aldatılırsa akdi bozabileceğini söylemiştir. Bazı Hanbelîler
aldatılmanın fahiş oluşunu; malın kıymetinin üçte bir veya altıda bir
fazasıyla sınırlamışladır.
Hattâbî; fakihlerin
ekserisine göre, alışveriş yapanların aklı başında olup mahcur değillerse ve
kendi rızaları ile akdi yaparlarsa aldatmadan dolayı akdi bozamayacaklarını
söyler.
Hanefîler bu hadisi
kaynak göstererek, alışverişlerdeki şart muhayyerliğinin caiz olduğuna
hükmetmişlerdir.
Şart muhayyerliği: Alım
satım akdi yapan tarafların, akit esnasında, isterse akdi bozabileceklerini
şart koşmalarıdır. Eğer her iki taraf da muhayyerlik şartı koşmuşsa ikisi de
muhayyer olur. Birisi şart koşmuş öbürü de kabul etmişse, sadece şart koşan
muhayyerdir.
İmam Ebû Hanîfe ve
Züfer'e göre muhayyerlik müddeti üç gündür. Çünkü hadisin bazı rivayetlerinde
"üç gün" kaydı vardır. İmam Şafiî de aynı görüştedir. Bir kimse üç
günden fazla muhayyerlik şart koşar ve üç gün içerisinde akdi kesinleştirirse
yapılan alışveriş sahih olur.
İmam Ebû Yusuf ve İmam
Muhammed'e göre; şart koşulan müddet malum olmak kaydıyla muhayyerlik
süresinin sınırı yoktur.
Muhayyerlik satıcıya
ait olursa yaptıkları akitle mal elinden çıkmaz. Fakat müşteriye ait olursa
çıkar.
Kendisi için
muhayyerlik şart koşulan kişi muhayyerlik müddeti içerisinde isterse akdi
fesheder, isterse kesinleştirir. Feshederse bunu karşı tarafın yanında
söylemelidir. Kesinleştirirse onun gıyabında da yapabilir. Muhayyerlik müddeti
içerisinde feshedilmezse, müddetin bitimi ile akit kesinleşmiş olur.
Muhayyerlik müşteriye ait olduğu takdirde, malda akdi kesinleştirdiğine delâlet
eden bir tasarrufta bulunursa bu muhayyerliği sona erdirir.
İçerisinde şart
muhayyerliği bulunan bir alışveriş, kendisi için muhayyerlik şartı koşulmayan
taraf açısından kesindir. Onun, feshetme yetkisi yoktur.
Muhayyerlik şartı
bizzat akit yapanlardan birisi için koşulabileceği gibi üçüncü bir şahıs için
de koşabilir. Yani meselâ alıcı; "Falan adam 3 gün muhayyer olmak
şartıyla bu malı satın aldım" diyebilir. Bunu satıcı da kabul edince muhayyerlik
o şahıs için olur.
Muhayyerlik şartı diğer
üç mezhebe göre de caizdir. Her mezhep içerisinde bazı ayrıntılarda farklılık
olabilir.